Figen Yüksekdağ, cezaevi ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, ülkenin hayati bir dönemden geçtiğini belirtti. Yüksekdağ, halkların barış, adalet ve demokrasiye her zamankinden çok ihtiyacı olduğunu ifade etti. Öcalan’ın inisiyatif almasının kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Bu süreçte üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarını dile getirdi.
Yüksekdağ, “Nerede olduğumuz fark etmez. İçerde, dışarıda ya da farklı görüşlerde olabiliriz. Bu üzerimize düşen görevi yerine getirmeye engel değildir” şeklinde konuştu. Barış ve demokratik çözüm hareketi için katkı sunmaya hazır olduklarını belirtti. Bu açıklamalar, Türkiye'deki siyasi atmosferde önemli bir yer tutuyor.
Yüksekdağ'ın açıklamasında, barışın öznesinin doğrudan Türkiye halkları, emekçiler, özgürlük güçleri ve kadınlar olduğu ifade edildi. Bu nedenle toplumsal dinamiklerin, halkların kardeşliği ve barış için inisiyatif alması gerektiği vurgulandı. Demokratik haklara giden yolun bu inisiyatifi almaktan geçtiği belirtildi.
Yüksekdağ, kadınların Kürt sorununda demokratik çözüm hareketinin geliştirilmesi için gereken özveri ve çabayı göstereceğini ifade etti. Ayrıca, bu çabaya ortak olan herkesle dayanışma ve işbirliği içerisinde olacaklarını belirtti. Bu yaklaşım, toplumsal barışın sağlanması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Yüksekdağ, Öcalan’ın sağlıklı çalışma koşullarının sağlanarak, barış ve çözüm odağı olarak rolünü en etkin şekilde gerçekleştirebilmesi gerektiğini dile getirdi. Somut ve pozitif yaklaşımların tarihsel sorunun çözümünde belirleyici olacağına inandığını ifade etti. Bu bağlamda, barış sürecinin ilerlemesi için gerekli adımların atılması gerektiği vurgulandı.
Son olarak, Yüksekdağ, “Umuyorum ki halklarımızın baharını, barışı ve kardeşliği birlikte karşılayacağız” dedi. Bu ifadeler, Türkiye'deki barış arayışının ve toplumsal dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Yüksekdağ’ın açıklamaları, toplumsal dinamiklerin harekete geçmesi için bir çağrı niteliği taşıyor.