İstanbul’da geçtiğimiz hafta yaşanan 6,2 şiddetindeki depremle birlikte gözler yeniden riskli yapı stoku ve kentsel dönüşüme çevrildi. Uzmanlar, İstanbul’da 1,5 milyon konutun yenilenmesi gerektiğini ve bunlardan 700 riskli konutun acil dönüştürülmesi gerektiğini belirtti. Dönüşümün önündeki en önemli sorunun finansman olduğu vurgulandı. Kamu kaynakları mevcut olsa da yeni bir kaynağa ihtiyaç duyuluyor.
Uzmanlar, “Finansmanı ve maliyeti kendi içinden çıkacak alan bazlı dönüşümle kısa sürede riskli yapı stoğu yenilenebilir. Kamu-özel işbirlikleri ve özel sektörün ilgisini çekecek minimal imar artışları finansman noktasında çözüm olabilir” önerisinde bulundu. Kentsel dönüşüm konusunu uzmanlar DÜNYA’ya değerlendirdi.
Kentsel dönüşüm uzmanı Mimar Dr. Nihat Şen, vatandaşı borçlandırarak dönüşümün yapılmasının zor olduğunu belirtti. Dönüşümde karşılaşılan en büyük sorunların başında ekonomik yetersizliğin geldiğine vurgu yaptı. Şen, “Alan bazlı kendi kaynağından çıkan projelere ihtiyacımız var ki bunun uygulamaları var” dedi.
Bu yapıldığında, alt ve üst yapılarıyla marka değeri yüksek, donatı alanları ayrılmış, toplumun özdeğerleri barışık, mahalle kültürünü ön plana alan, yeşil alanlarıyla, otoparkları ile daha yaşanabilir, güvenli binalar ve çevrelere ulaşarak şehir de yaşanabilir bir hale gelecektir. Böyle bir modelde vatandaşlarımız da kendi konfor alanlarından feragat ederek, sürece olumlu katkı yapacaktır.
Şen, halkın da destek olması gerektiğinin altını çizdi. “Metrekare derdine takılmamak gerekiyor. Böylece finansmanı ve maliyeti kendi içinden çıkarak alan bazlı dönüşümle kısa sürede bu yapı stoğu yenilenebilecektir” değerlendirmesinde bulundu. Kentsel dönüşüm aynı zamanda bir Milli Güvenlik problemi olup, çok keyfe ve zamana bırakılabilecek bir konu olmayıp siyaset üstü bir meseledir.
Gerekli finansman modellemeleri yapıldığında İstanbul’da 700 bin konutun dönüşümünü 5 yıl içinde gerçekleştirilebileceğini dile getiren Nihat Şen, “Bu dönüşüm projeleri, şehir kimliğine katkı sağlayacak şekilde planlanmalıdır” dedi. Deprem, ülkemiz için bir gerçek. Bu nedenle, vatandaşlarımızın can güvenliği bu süreçte en öncelikli konu olmalıdır.
Bu sürece paydaşlar olan mülk sahipleri, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, siyasi partiler, üreticiler, tedarikçiler ve özellikle belediyelerin dahil olması gerektiği vurgulandı. Şen, “Belediyeler bu sürecin başlatılmasında, yapımında ve arabuluculuk vazifesi görerek vatandaş ile müteahhit arasında sıkıntı yaşanmadan her türlü paketi hazırlayacak ve sorunu çözecek kurum olmalıdır” dedi.
Bu sürecin vatandaşlara sarih, net ve şeffaf bir şekilde anlatılması gerektiği belirtildi. Dirençli kentsel oluşumunda önce dirençli zihniyetleri düzeltip, öze dönük zihinsel dönüşümü halletmemiz gereklidir. Can ve mal güvenliği riskini ortadan kaldırıcı, hizmet ve refah odaklı hareket edilmelidir.
Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik, kentsel dönüşüm ve dirençli kentler oluşturma çalışmalarının en önemli bölümünün dönüşümün finans ayağı olduğunu belirtti. Şişik, “Kentsel dönüşüm finansmanı oluşmadığı sürece sağlıklı bir süreçten söz edemeyiz” dedi.
Merkezi hükümetin bu sorunsal için çeşitli enstrümanlar ortaya koyduğunu ancak bu tarz programların kentsel dönüşüm mücadelesine pansuman olduğunu ifade etti. Kamu özel işbirlikleri ve özel sektörün ilgisini çekecek minimal imar artışları gibi çözümler önerildi. Bu sayede kamuya ait finansman kaynaklarının kent merkezlerinde ve sadece ihtiyaç olan alanlarda kullanılmasının önü açılabilir.
Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Kurucu Başkanı Sinan Türkkan, imar artışıyla çözümün çok mümkün olmadığını belirtti. Bazı bölgelerin artık tamamen dolduğunu, müteahhit ile vatandaşın karşılıklı feragat göstererek finansmanı kendi içinden çıkan dönüşüm ya da güçlendirmenin mümkün olduğunu söyledi.
Türkkan, “Çeşitli modeller olabilir. Mesela, diyelim ki 10 daireli bir binada hak sahipleri ilave 5-10 metrekareden vazgeçtiğinde, apartman çok küçülmeden 2 daire daha çıkabiliyor” dedi. Bu dairenin parasıyla proje kendini finanse ediyor. Böylelikle çıkacak 2 daireyle vatandaş ve müteahhit kar paylaşımı yaparak maliyetler aşağı düşürülür.